Özgür Özel: Soma’ya Adalet İçin Mücadele Devam Edecek
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Soma maden faciasının 11. yıl dönümünde yaptığı konuşmada, “Türkiye işçi sınıfının bundan sonra bedavadan sadece kar odaklı işlerle, yapılan büyük yanlışlar sonucunda yaşanan iş kazalarında canını vermemesi, birinin dediği gibi birilerinin ‘telef edilmemesi’ için Soma’ya adalet gelmesi lazım” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma Maden Faciası’nın 11’inci yıl dönümü dolayısıyla Soma’ya gitti.
Özel, programda yaptığı konuşmada, “Soma’nın 303 şehidi bulunduğunu” ifade ederek, “301 şehidin haklarını aramak, korumak için gerçek bir sendikal örgütlenme için yola çıkan Bağımsız Maden-İş’in ilk başkanı Tahir Çetin ve onunla birlikte babasını madende kaybeden Ali Faik. Tahir Başkan’la Ali Faik kardeşimiz, engellendikleri bir yürüyüşün sonunda, aylar süren bir mücadelenin sonunda dayandıkları Ankara’nın girişinde Süleyman Soylu tarafından Ankara’ya sokulmayıp, bir benzin istasyonunda taşın üzerinde üç gece geçirdikten sonra, kendilerine ‘Bayramdan sonra görüşürsünüz’ deyip, yol verildiğinde günlerin uykusuzluğuyla gelirken Kırkağaç kavşağında geçirdikleri kazayla hayatlarını kaybettiler” dedi.
Özgür Özel’in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“AKP’yi finanse eden o şirket elbette kollanacaktı”
Burada o gün 1 yaşında olup bugün 12 yaşında olanlarla, o gün ilkokula gidip bugün hukuk fakültesinde okuyanlarla, o gün 10 yaşında olup ‘babamın hakkını arayacağım’ deyip hukuk fakültesini bitirenlerle yürüyoruz. O günden bugüne mahkeme sürecini hep beraber takip ettik. Mahkemede ilk başta, adaletin peşinde bir hakim vardı, karara geçmeden İzmir’e yollayıp başka yerden kendilerine göre karar kuracak bir hakim getirdiler.
O hakim maalesef apaçık ortadayken bu kadar açık şekilde olası kast kurması gerekirken, bilinçli taksirden hüküm kurdu, Ankara’ya yolladı. O gün Yargıtayda ilgili dairede 5 hakim, 5-0 karar vererek, o kararı bozdu. Dedi ki: ‘Sen olası kastı burada kullanmayacaksan nerede kullanacaksın? Burada olası kastla hüküm kurman lazım’. Hepimiz sevindik, ‘Ankara’da hakimler varmış’ dedik. Ama siyaset, bugünkü iktidar müdahale etti. Çünkü kazanın olduğu maden AKP Soma teşkilatını değil, AKP Manisa teşkilatını finanse eden bir madendir.
O maden, madencileri, baretleriyle birlikte Erdoğan’ın her mitingine götürüp, onları selamlatan, oraya gitti diye yevmiyesini işleyen, giderken kimlikleri toplanan, çıkışta dağıtılan, AKP’yi siyaseten finanse eden, insan gücü olarak emekçileri madende çalışır gibi o miting meydanlarına götüren şirket, elbette kollanacaktı. Elbette şirketin AKP’te verdikleri paraları, seçimde Soma, Manisa AKP’ye tuttuğu otobüsleri, verdiği mazotları, bastırdığı gazete ve afişleri, bildiklerini anlatmasını istemezlerdi.
“Karar, Akhisar’daki Soma maden kazası mahkemesine yollanmadan, 5,5 ay bekletildi”
Işte bugünkü iktidar müdahale etti ve o yazılan karar, Akhisar’daki Soma maden kazası mahkemesine yollanmadan, 5,5 ay bekletildi. 5,5 ayda, o mahkemeye 3 yeni hakim yolladılar. Bunlardan biri 10 Ekim Gar Katliamı olduğunda o dönemin atanmış bakanı olarak ekran karşısında kıkır kıkır gülen kişiydi. Bir diğeri ise bugün Erdoğan tarafından Hakimler Savcılar Kurulu’na seçtirilmek istenen, bugün Meclisin önünde bulunan yandaş bir hakimdi. Yargıtay 12. Daire’den gelen 3 kişiden biri Kenan İpek’ti. Tayyip Bey’in görevlendirdiği bakanın bir tanesi Mustafa Yapıcı, diğeri Fuzuli Aydoğdu’ydu. Fuzuli Aydoğdu, AK Parti tarafından Hakimler Savcılar Kuruluna seçilerek yaptığı hukuk katliamı ödüllendirilmek isteniyor. Biz buna engel olmak için geçen hafta HSK seçimlerinde ‘AKP ile uzlaşmayın, bu işi kurayla götürün’ dediğimizde, ikinci turun sonunda Anayasa’da olmayan üçüncü tur oylamaya zorlayıp bu kişiyi, Fuzuli Aydoğdu’yu HSK’ya seçmeye çalışıyorlar.
“Hepimiz davamızın, verdiğimiz sözlerin, inancımızın, kararlılığımızın takipçisi olmak durumundayız”
Biz 11 yıl önce haklı davamızı, hayatını evladının ekmeğinin peşinde, hayatını yerin 7 kat dibinde kaybeden canlarımızın davasını takip ediyoruz. Biraz önce söylendi, gün oldu bu meydanda 20 kişi, 50 kişi kaldık ama adamlar kendi katillerini affedenleri unutmuyorlar, takip edip arkasında duruyorlar. Adalet katilinin arkasında duran kendi şirketini, siyasetini finanse eden şirketi kurtaran, kurtaranı ödüllendiren, devleti bir suç örgütü gibi yöneten bunlara karşı, hepimiz davamızın, verdiğimiz sözlerin, inancımızın, kararlılığımızın takipçisi olmak durumundayız. ‘And içiyoruz, bu mahkeme bir daha görülecek’ dedik.
Soma’ya adalet gelmesi, Türkiye işçi sınıfının bundan sonra bedavadan sadece kar odaklı işlerle, yapılan büyük yanlışlar sonucunda yaşanan iş kazalarında canını vermemesi, birinin dediği gibi ‘telef edilmemesi’ için Soma’ya adalet gelmesi lazım. Bu iktidarın gidip yerine işçinin, emekçinin, alınterinin dostu bir iktidarın gelemsi lazım.
Birbirine deği, işçi katillerine kinlenen, onlardan hesap sormak için and içmiş olanların meydanları doldurması lazım. Kal diyenlere gitmeye gitmeleri lazım. Seçim geldiğinde emek düşmanlarına karşı hep birlikte hareket etmek, birleşe birleşe kazanmak hepimizin boynunun borcudur. Şu kadarını söyleyeyim; diyor ya, ‘Maksat, marifet, ezilmemekte ama ezerlerse güzel kokmakta, karanfil gibi menekşe misali kokmakta. Ezilsen de kötü kokmamakta.’ İşte burada ezdikleri ama arkalarında mis gibi kokular bırakmış olan Soma maden emekçilerinin aileleri var. Sizi ezen o pisliklere, kötü insanlara karşı, mis gibi kokuyorsunuz, sizin kokunuzu içimize çekiyoruz.
“Mücadeleyi başarana kadar sürdüreceğiz”
13 Mayıs’larda artık matemin değil, işçilerin kazanımlarını, işçiden emekçiden yana yapılacak düzenlemeleri konuşmak üzere, büyük bir mücadeleyi hep birlikte veriyoruz. Artık o tekmeyi atanlardan hesabın sorulacağı, o madeni yakanlardan hesabın sorulacağı, 301’in, 303’ün hesabının sorulacağı, emeğin ve mücadelenin kazanacağı günler yakındır. Hep birlikte uğraşacağız, hep birlikte kazanacağız. Nice 13 Mayıslarda mücadeleyi sürdürmek üzere hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hep buradayız, sizinle birlikte olacağız. Unutmadık, unutturmayacağız. Mücadeleyi başarana kadar sürdüreceğiz.”